Terrariumlar... Ah, terrariumlar! Benim gibi çiçeklere gönül vermiş birinin bile bazen Acaba bir de terrarium mu denesem? dediği o minik, büyülü dünyalar. Sanki camın içine sıkışmış bir orman, bir bahçe, bir hayal.
Nedir bu terrarium merakı derseniz, bence olayı biraz da bakım kolaylığı. Yani, tamam, çiçek bakmak güzeldir, hoştur ama her gün sulamayı unutmayan kaç kişiyiz ki? Terrariumlar işte tam bu noktada devreye giriyor. Kendi ekosistemini yaratıyor, nemi içinde hapsediyor, size de sadece ara sıra şöyle bir bakmak kalıyor. Sanki minik bir evcil hayvan gibi, ilgi bekliyor ama çok da nazlı değil.
Peki terrarium alırken nelere dikkat etmeli? Bence en önemlisi bitki seçimi. Kaktüs mü seviyorsunuz, yoksa sukulent mi? Belki de minik orman bitkileri hoşunuza gidiyor. Seçim sizin, ama unutmayın, terrariumun içindeki bitkilerin de birbiriyle uyumlu olması lazım. Yoksa biri diğerini boğar, sonra da Ben bu terrarium işinden anlamadım dersiniz.
Bir de terrariumun konumu çok önemli. Direkt güneş ışığına koymayın sakın! Yoksa bitkileriniz haşlanır, camın içinde pişer. Aydınlık ama loş bir yer ideal. Mesela ben dükkanımda, camekanın arkasına koyuyorum terrariumları. Hem gelen geçen görüyor, hem de güneşten korunuyorlar.
Biliyor musunuz, terrarium yapımı da aslında çok keyifli bir aktivite. Hani şu Balıkesirin meşhur taşlarından, deniz kabuklarından falan toplayıp terrariumunuzu süsleyebilirsiniz. Hatta ben bir keresinde bir müşterime, Ayvalıktan getirdiği zeytin dallarından bir terrarium yapmıştım. Bayılmıştı! Yani demem o ki, terrarium sadece bir bitki aranjmanı değil, aynı zamanda bir sanat eseri.
Terrarium için hangi bitkiler uygun derseniz, şöyle söyleyeyim; yavaş büyüyen, küçük boyutlu bitkiler genelde idealdir. Sukulentler, minik eğrelti otları, hatta bazı yosun türleri harika duruyor. Ama en önemlisi, bitkilerinizi seçerken toprağı da ona göre ayarlamanız. Kaktüsler için geçirgen toprak, orman bitkileri için nemli toprak gerekiyor.
Terrarium bakımı da aslında çok basit. Ara sıra fıs fısla su püskürtmek, ölen yaprakları temizlemek yeterli. Bir de camı silmeyi unutmayın, yoksa içerisi görünmez olur! Benim gibi titizseniz, arada bir toprağı da havalandırabilirsiniz, ama çok da gerek yok aslında.
Unutmadan, terrarium sadece bir dekorasyon objesi değil, aynı zamanda harika bir hediye seçeneği. Sevgilinize, annenize, arkadaşınıza... Kime verirseniz verin, eminim çok mutlu olacaktır. Hem farklı bir hediye, hem de uzun ömürlü. Çiçekler gibi hemen solup gitmiyor, yıllarca sizinle kalıyor.
Sonuç olarak, terrariumlar hem güzel, hem pratik, hem de yaratıcı bir uğraş. Eğer siz de benim gibi çiçeklere aşıksanız, ama bakımıyla uğraşacak vaktiniz yoksa, terrarium kesinlikle size göre. Bir deneyin, pişman olmazsınız! Belki de siz de benim gibi terrariumlara gönül verirsiniz, kim bilir?